Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun Anıları
144,50 TL
*19,43 TL den başlayan taksitlerle!!
Cemal Madanoğlu (1907-1993), Türkiye’nin yakın tarihinde önemli roller üstlenmiş, 27 Mayıs’ın öncesinde ve sonrasında ağırlığını hep hissettirmiş gözü pek, cesur, vatansever bir subay.
12 Mart darbesinden sonra “Madanoğlu Cuntası Davası”nda örgüt lideri olarak yargılanan Cemal Madanoğlu elinizdeki kitapta, çocukluk ve askeri okul yıllarını, işgal altındaki İstanbul’u, genç bir subay olarak üstlendiği görevleri, Doğu bölgelerinde katıldığı hakreâtları, Kore Savaşı’nı, acı tatlı anılar eşliğinde aktarıyor. 1911-1953 yılları arasına dair anılar, hem sarsıcı bir belgesel metin hem de heyecanla okunan bir roman niteliğinde.
Aile ilişkilerinden arkadaşlarına, teğmenlikten albaylığa, Kürt aşiretlerinden sıcak çatışma anlarına açılan geniş yelpazede, son derece renkli bir portre beliriyor karşımızda.
Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun Anıları’nı, Doğu Perinçek’in sunuş yazısı ve 1988’de Cemal Madanoğlu’yla yaptığı röportaja da yer vererek yayımlıyoruz.
“İstanbul’daki subaylığım ile Sason dağlarındaki yaşantım arasında ne büyük ayrım var. Sason Türkiye’nin en sarp bölgesidir. Orada kayalıklar, uçurumlar arasında patikalar, dağ yolları ya da yolsuz yörelerde kulağımız tetikte ilerlerken burada Beyoğlu caddesinde tören birliğiyle yürüyoruz.”
12 Mart darbesinden sonra “Madanoğlu Cuntası Davası”nda örgüt lideri olarak yargılanan Cemal Madanoğlu elinizdeki kitapta, çocukluk ve askeri okul yıllarını, işgal altındaki İstanbul’u, genç bir subay olarak üstlendiği görevleri, Doğu bölgelerinde katıldığı hakreâtları, Kore Savaşı’nı, acı tatlı anılar eşliğinde aktarıyor. 1911-1953 yılları arasına dair anılar, hem sarsıcı bir belgesel metin hem de heyecanla okunan bir roman niteliğinde.
Aile ilişkilerinden arkadaşlarına, teğmenlikten albaylığa, Kürt aşiretlerinden sıcak çatışma anlarına açılan geniş yelpazede, son derece renkli bir portre beliriyor karşımızda.
Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun Anıları’nı, Doğu Perinçek’in sunuş yazısı ve 1988’de Cemal Madanoğlu’yla yaptığı röportaja da yer vererek yayımlıyoruz.
“İstanbul’daki subaylığım ile Sason dağlarındaki yaşantım arasında ne büyük ayrım var. Sason Türkiye’nin en sarp bölgesidir. Orada kayalıklar, uçurumlar arasında patikalar, dağ yolları ya da yolsuz yörelerde kulağımız tetikte ilerlerken burada Beyoğlu caddesinde tören birliğiyle yürüyoruz.”
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!