Mercimek Çorbası Anlatıyor
72,31 TL
*9,72 TL den başlayan taksitlerle!!
"Öyle tenceresinde kaynayıp buzdolabının bir köşesinde saklanan çorbalardan değilim ben. Yüzlerce yıldır, yüz binlerce çocukla arkadaş olan mercimek çorbasıyım. Arkadaşlık kurduğum hiçbir çocuğu da unutmadım bugüne kadar."
İşte karşınızda büyük küçük herkesin sevgilisi, her sofranın biriciği mercimek çorbası! Üstelik çok da konuşkan, anlatıyor da anlatıyor… Dostluk yaptığı çocuklar, konuk olduğu evler, lokantalar, şenlendirdiği yolculuklar, okullar… Hazırsak şimdi hepimize bol kepçe neşe dağıtacak. Bizi yepyeni dünyalarla tanıştıracak, birleştiğimiz yolları bize hatırlatacak.
KİTAPTAN
Kış günü. Akşam yemeğindeyiz. Annem mutfaktan makarnayı almaya gitti. Ablamın kulağına eğildim ve büyük sırrımı söyledim. Neden yaptım bilmiyorum. Aklımda yoktu ona söylemek, ağzımdan kaçıverdi. Şimdi yetiştirir bizimkilere. Al işte:
“Baba, biliyor musun, Baran mercimek çorbasıyla arkadaş olmuş!”
Babam anlamadı neyse ki. Gözü televizyonda. Ama annem elindeki servis kaşığıyla donakaldı. Sadece kirpikleri kırpışıyordu,
“Nasıl yani? Konuşuyorlar mı?”
“Benim Küçük Kartalım yapmaz öyle şeyler” diye mırıldandı babam. Tek kelime anlamadığı halde, geldi kuruldu konuşmanın orta yerine. Annemin şaşkınlığı geçince ablama çıkıştı,
“Ne var bunda büyütecek kızım? Sen de kardeşinin yaşındayken oyuncak pandanla konuşurdun, unuttun mu? Kocaman, yumuşacık bir pandaydı. Adı gelmedi şimdi aklıma.”
Ablam çattı kaşlarını,
“Kartopu.” “Evet evet, hatırladım. Kartopuydu adı.”
“Ama Kartopu başka. O benim arkadaşımdı. Baran tabağındaki çorbayla konuşuyor. Çorbadan arkadaş olmaz.”
Boğazımda bir öfke yumağıyla anneme baktım. Benden yana çıktı, “Neden olmasın? Benim kuzenim Erdem amcayı tanıyorsunuz. O da battaniyesiyle arkadaş olmuştu küçükken. Ailede herkes gülerdi haline, o aldırmazdı. Kimseyi umursamadan yıllarca yanında taşıdı battaniyesini. Tatillere bile götürdü.”
“Sonra ne oldu?” diye sordum. Merak etmiştim.
***
O benim işte! Bildiğiniz mercimek çorbası. Sizin evinizde de sık sık pişirilen, her yaştan insanın tadını sevdiği, aileden biri bildiği mercimek çorbası. Yüzlerce kez gördünüz beni sofranızda. Kaşıkladınız, yudumladınız, yuttunuz, sindirdiniz. Kimbilir kaç kere sizin de içinizi ısıttım, karnınızı doyurdum.
Çok severim çocukların tabaklarında olmayı. Çocuklar değerimi büyüklerden iyi bilirler. Anne sütünden sonra tattıkları ilk lezzet çorbadır bu dünyada. Her öğün içseler bıkmazlar, yakınmazlar. “Anne, ben sadece çorba isterim!”
“Bir tabak daha isterim!”
“Ispanak yerine çorba pişirsene anne!”
Çocuklar bayılırlar çorbalara. Hele de bana! Mercimek çorbasına! Anılarım, çocuklardan duyduğum güzel cümlelerle doludur. Her gün beraber olsak sıkılmayız birbirimizden. Ama bu akşam gerçekten üzgünüm. Küçük Kartal Baran, sırrımızı ablasına fısıldadı ve bu yüzden de canı çok sıkıldı.
Kimsenin incinmesini istemem. Baran’ın o minicik gözyaşı üzerime damladığında şaşırdım ne yapacağımı. Çorba değil de kuş olmak, uçup gitmek geldi içimden.
İşte karşınızda büyük küçük herkesin sevgilisi, her sofranın biriciği mercimek çorbası! Üstelik çok da konuşkan, anlatıyor da anlatıyor… Dostluk yaptığı çocuklar, konuk olduğu evler, lokantalar, şenlendirdiği yolculuklar, okullar… Hazırsak şimdi hepimize bol kepçe neşe dağıtacak. Bizi yepyeni dünyalarla tanıştıracak, birleştiğimiz yolları bize hatırlatacak.
KİTAPTAN
Kış günü. Akşam yemeğindeyiz. Annem mutfaktan makarnayı almaya gitti. Ablamın kulağına eğildim ve büyük sırrımı söyledim. Neden yaptım bilmiyorum. Aklımda yoktu ona söylemek, ağzımdan kaçıverdi. Şimdi yetiştirir bizimkilere. Al işte:
“Baba, biliyor musun, Baran mercimek çorbasıyla arkadaş olmuş!”
Babam anlamadı neyse ki. Gözü televizyonda. Ama annem elindeki servis kaşığıyla donakaldı. Sadece kirpikleri kırpışıyordu,
“Nasıl yani? Konuşuyorlar mı?”
“Benim Küçük Kartalım yapmaz öyle şeyler” diye mırıldandı babam. Tek kelime anlamadığı halde, geldi kuruldu konuşmanın orta yerine. Annemin şaşkınlığı geçince ablama çıkıştı,
“Ne var bunda büyütecek kızım? Sen de kardeşinin yaşındayken oyuncak pandanla konuşurdun, unuttun mu? Kocaman, yumuşacık bir pandaydı. Adı gelmedi şimdi aklıma.”
Ablam çattı kaşlarını,
“Kartopu.” “Evet evet, hatırladım. Kartopuydu adı.”
“Ama Kartopu başka. O benim arkadaşımdı. Baran tabağındaki çorbayla konuşuyor. Çorbadan arkadaş olmaz.”
Boğazımda bir öfke yumağıyla anneme baktım. Benden yana çıktı, “Neden olmasın? Benim kuzenim Erdem amcayı tanıyorsunuz. O da battaniyesiyle arkadaş olmuştu küçükken. Ailede herkes gülerdi haline, o aldırmazdı. Kimseyi umursamadan yıllarca yanında taşıdı battaniyesini. Tatillere bile götürdü.”
“Sonra ne oldu?” diye sordum. Merak etmiştim.
***
O benim işte! Bildiğiniz mercimek çorbası. Sizin evinizde de sık sık pişirilen, her yaştan insanın tadını sevdiği, aileden biri bildiği mercimek çorbası. Yüzlerce kez gördünüz beni sofranızda. Kaşıkladınız, yudumladınız, yuttunuz, sindirdiniz. Kimbilir kaç kere sizin de içinizi ısıttım, karnınızı doyurdum.
Çok severim çocukların tabaklarında olmayı. Çocuklar değerimi büyüklerden iyi bilirler. Anne sütünden sonra tattıkları ilk lezzet çorbadır bu dünyada. Her öğün içseler bıkmazlar, yakınmazlar. “Anne, ben sadece çorba isterim!”
“Bir tabak daha isterim!”
“Ispanak yerine çorba pişirsene anne!”
Çocuklar bayılırlar çorbalara. Hele de bana! Mercimek çorbasına! Anılarım, çocuklardan duyduğum güzel cümlelerle doludur. Her gün beraber olsak sıkılmayız birbirimizden. Ama bu akşam gerçekten üzgünüm. Küçük Kartal Baran, sırrımızı ablasına fısıldadı ve bu yüzden de canı çok sıkıldı.
Kimsenin incinmesini istemem. Baran’ın o minicik gözyaşı üzerime damladığında şaşırdım ne yapacağımı. Çorba değil de kuş olmak, uçup gitmek geldi içimden.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!