Mumsema Han

Istanbul'da turizmin ve ticaretin merkezleri: Eminönü, Kapali Çarsi, Tahtakale, tarihi hanlar… Tarihsel önemleri, estetik degerleri bakimindan pek çok kez mercek altina alinmis mekânlara, bu kez bir kumasçi yamagi bambaska bir gözle yaklasiyor. Bölge esnafinin ticaretin hizina ve degisimine ayak uydurmaya çalisirken insani iliskilerini muhafazakar bir çerçevede devam ettirme israriyla ortaya çikan çeliskiler yumagi, bu çeliskilerin göbeginde çikis arayan Adem'i çepeçevre sarmistir. Bir yandan sikismislik duygusu içindedir, diger yandan arzuladigi seyin ne oldugunu bilmediginden hareket etmeye korkar. Aradigi sorulara cevap veremez, sinirli çevresini asma cesaretini gösteremezken asik olur. Arzu, nesnesini bulmus, kurtulus umudu elde etme takintisina dönüsmüstür. Hayatinda meydana gelen bu altüst olus, bollugun ortasinda kanaatkar olmanin erdemiyle devam ettirdigi hayatini ona tekrar sorgulatir. Hakan Karakasoglu, ilk romani Mumsema Han'da kabugunu kirmaya çalisan siradan bir insanin trajedisini gerçekçi bir üslupla ele aliyor. Toplumsal rollerin belirleyiciligini, bireyin kendini ortaya koyma iradesi karsisindaki tutuculugunu ve kisitlayiciligini cesaretle sorgulayip hikayesiyle harmanliyor.(Tanitim Bülteninden)